25 Mart 2009

çin,çin,,çin,,,












Bir şarkı varki sanki boğazımı düğümlüyor. Hani bazen şuursuzca parmakların kadehin etrafında gezinir. Uyuşturucu gibi alkol gibi tüm damarlarımı sarmalıyor. Sesi yükseldikçe sanki duygularımın etkisi güçleniyor, sanki acı mazoşistçe bir zevk veriyor. Sanki kalibimi parçalara ayırıp tekrar yapıştırmaya çalışıyor gibi. Sanki tüm anılar kalibme sürtünüyor, acıtıyor, inceden kanatıyorlar, incecik... Sanki aklımın yaşanan bazı şeyleri kabullenememesi, algılayamaması gibi. Bir dönme dolapta sonsuz özgürlüğü içine çektiğini düşleyip, inince midenin bulanması gibi. O an dünyada olan tüm konuşmaların zaten olduklarından daha boş görünmesi gibi. Kafamı en karanlık yerlere gömüp, gözlerimi sımsıkı yummak istiyorum. Ve sonunda koşmak, tüm gücümle arkama bakmadan, nereye gittiğimi bilmeden, nereye bastığımı, neleri ezdiğimi görmeden kaçmak..
Ve sonra tekrar  panjurların arasından baktığım dünyama geri döner gibi, elimde beni mutlu eden küçük ve değerli şeylerle, incecik bir çizgide yürümek gibi, çocukluğum...

22 Mart 2009

.....

kafamdan geçen tüm küçük kelimecikleri sana akıtmak istiyorum, şu anda keşke canlı ve yanımda olsaydın, bazen insanın yanında kimse olmuyor yalnızlığından diil şartlardan ama colder waterr,, ne dediğimi anlamazsın biliyorum, bazen ben bile anlamıyorum ama belki beyninin kıvrımlarında kalbinin kıpırdanışında bir küçük pıt hissedersin işte o zaten bu yazının amacı,,,


And so it is
Just like you said it would be
Life goes easy on me
Most of the time
And so it is
The shorter story
No love, no glory
No hero in her sky


ve şu anda dinle bence; cheers darlin',damien rice...

ve bütün erkekler aynı derecede öküz olmak zorunda mı?,?,?
Unutmak mı? 
Delisin... 
Gitmesemde bekler orada deniz. 
Gelirsem, bilmelisin 
Benim beklememdir burada deniz. 
Gitmek gibi geleceğim 
Denizin delisine 
Delinin denizi gibi 
O ne kadar giderse...

Ö. A.

: in my place, in my place,,  for my sister,  she knows me a lot..

Bilmiyorum ki Ben sEnDe Nasıldımmm???


Hani bazen birinin biriyle aynı noktaya bakması bile kıskandırır ya bir anlam veremezsiniz kendinize, söylediklerinize.. Sarhoş diilim ama neden bu halim dersiniz, hani biriyle paylaştıklarınız vardır, aynı şeyleri o başka biriyle paylaşınca nasıl yaa dersiniz, üzülürsünüz korkarsınız. Aynı sözleri etmek bile bazen üzücü gelir. Hani bir yere bakarsınız ama birinin gözlerini görme ümidiyle. Garip, daha önce yaşanmış mıdır bilmiyorum, sadece bu hayatta birkaç kez yaşadığım ilginç tecrübeler var kalbimin derinliklerinde, yaşarken yanlış yaptığımı bildiğim ama inanılmaz bir mutluluk veren, bir yandan hüzün, anlaşılması inan çok güç. Aşk değil bu, belki sevgidir, belki de kıskançlık, aslında öyle küçük ki, sadece benim kalbimin derinliklerinde yaşıyor, bazen de gözlerimde, öyle küçük...

18 Mart 2009

17 mart 2009 çarşambam bam bam bam

Yorucu bir günün ardından kendimi çok şey yapmış gibi hissediyorum, bugün gün erken başladı bana bayağı bir. sabah saat çalmadan uyandım çünkü zaten çalması imkansızmış, telefonum kapanmış ama garip bir şekilde saat tam da telefonu kurduğum yerdeydi 08:10..bu aralar her sabah deli gibi kendikendime gülümseyerek uyanıyorum, belki işe yarar diye, çoğu zaman yarıyor deneyin isterseniz. hatta sabah kendikendime gülünce bir an için dışardan ne kadar salak göründüğümü düşünüp daha da gülesim geliyor=) sonra bütün gün database ödevi için koşturdum, bir de "Rende" hoca var tabi esat'la günlük ziyaretimizi gerçekleştirdikten sonra rahatladık.. kadının odasını çok seviyorum aslında çok bişi yok ama huzurlu geliyor bana insan bütün gününü olmasa da çalışma saatlerini orda geçirebilir ki bu da gerekli olan zaten. Sonra sonra derslerim bitti saat 4'te garip bi şekilde elektrikler kesikti yurtta (normalde jeneratör girer devreye ama) bir sorun vardı herelde. ben de kendimi kitap okumaya verdim. bu aralar okuduğum kitap bana daha az yemek yememi ve uyumamı söylüyo ancak böyle ölümsüz olabilirmişim?? Aslında bu aralar hayata daha başka bakmamı sağlayan en büyük etken diyebilirim onunla ilgili daha uzun sonra yazıcam.. sonra elektrikler geldi bi kaç defa gidip geldi ama sonra eski istikrarına kavuştu ve ben de ödevimi yapmaya koyuldum. Sonra ilk defa Vedat Hoca'nın bir ödevini çıldırmadan bitirdim. bugün ilginçti hakkaten. Oo bu arada kocaman bir kavga ettim kendimden geçtim. onla ilgili olarak insan psikolojisi gitgide gözümü korkutmaya başladı. sonra ödevimi bitirip saat 10 sularında gönderdikten sonra çıldırıp birkaç şarkıda coştum ama bu coşkum genelde olduğu gibi fazla uzun sürmedi duruldum. Sonra tekrar kitap okuyup tııçın da ısrarlarıyla dexter isimli bolca seri, seri olmayan katilin olduğu diziye adım attım. İlk bölümünü uyur uyanık bitirdikten sonra çok acıktığımı farkedip ev kokulu böreklerimden yedim (böylece kitaba da ihanet etmiş oldum=(). ve bir gün daha böylece geçti hala geçmeye devam ediyor. 

16 Mart 2009

Bazı insanlar, sizin en ufacık bir ayrıntınızı bile düşünürken, gözünüzün seğirmesinden endişelenirken, diğerleri için üzülmek bende onlara ihanet ediyormuşum hissi uyandırıyor, kendime sonsuz kızıyorum, elimde değil desem yalanmış öğrendiğime göre mümkün olduğunca düşünmüyorum ben de...

11 Mart 2009

Bu yazının başlığı yok desem de

Bugün garip bir gün,
içim biraz mutlu biraz üzgün.
Sen hayatımın hep o garip yerlerinde dolaşmaya devam edicek misin merak ediyorum?
Bir türlü kafamda oturmayan tanımları sen bir bir yapboz gibi tamamlıyorsun.
sevmek yetmez bazen derlerdi, nasıl ya derdim,,
ya da ne senle ne sensiz, olur mu hiç öyle şey derdim,,

olurmuş...

Senle olan bütün sonlar beni çok korkutuyor, o yüzden sanırım bu hikayenin mutlu bi sonu yok,,
Nasıl biterse bitsin elimde sana dair kocaman anılarım olucak, bigün bi yerde karşıma çıkıcaklar bi an duraksıcam, gülümsicem ve yürücem...

10 Mart 2009


Siz birini kırmamak adına, hani hissettiğiniz değil gerçek olan şeyleri bile o insanın yüzüne söylemezsiniz, hep dilinizin ucundan boğazınıza doğru akarlar ya, neden peki insanlar tüm acımasızlıklarıyla sizin yüzünüze yüzünüze çarparlar laflarını, kırılacağınızı bile bile ve işin en kötüsü siz kızamazsınız bile onlara, söylenenler gerçektir çünkü, sadece içinize içinize akar hüzünler sessiz...

8 Mart 2009

...İki kız gecenin bir yarısı...

-ya oturup duruyoruz böyle, hayatımız boşa geçiyor resmen öyle sıkıldımki her gün birbirinin aynı, bir işe yaramak istiyorum ben!!
+havuza yazılıcam ben sen de gelsene
-yok ya istemiorum ben
(ve ayça'dan inciler vol.1 gelir=))))
+keşke yüzerken enerji üretsek..
-puuuaaahhhhhahhh.................
sonsuz gülmeler falan=)
_____yorumsuz_________

4 Mart 2009

pOrtaKalı Soydum, BaŞucUMa KOYDUM, ben bir yalan uydurdum!




Bugün kendimi çok partili düzene geçmeye çalışmış ama başarısız olmuş meclis gibi hissediyorum ya da bireysel devrim girişiminde bulunmuş ama muhtemelen tutuklanmış ya da daha da kötüsü memleketinin devrime değmeyecağini anlamış  ihtilalci gibi,,,
Hayat bazen o kadar anlamlı oyunlar oynuyorki insana daha doğrusu anlayana tabi bütün güçler onun elinde olduğu için evrendeki tüm silahları kendi lehine kullanıp bize günümüzü gösteriyor, ya da bizim evrendeki silahlar dediğimiz tamamen içimizdeki güçler belki de sadece yaşamak istedikelrmiz var elimizde, bütün dengeler bizim elimizde, hayatımızdaki insanlar, onların bize davranışları, yarın başımıza gelecekler, ve bugün gelenler, bunların hepsi belki de bizim iç dengelermizin sonucu... 
Geçen dönem hayatımdaki en şuursuz dönemdi, ve tüm gücümü toplayıp bu döneme kadar bekledim, bahar gelicekti ve içimdeki tüm kötü hisleri esip götürücekti, bahar gelemiyor, belki de bahar yetmiyor,,
Keşke bugün, başka türlü olsaydı dersiniz, keşke bu hafta başka türlü olsaydı, keşke sen başka ben başka olsaydık ama olamadık, olamadılar.
Ellerimden akıp giden zamana üzülmekten sıkıldım.
Üzülmemek için üzüldüğümü kendime söylememekten sıkıldım.
Bazen bir şarkı dinlemek bile yeterken, bazen dünyalar yetmez ya insana, keşke herşey bu kadar tekdüze olmasaydı, 
sancılı bu bahara geçiş sancılı
(tam şu noktada; dinlenesi: yılmaz erdoğan - bu bahar aşka hazır)
- ama lisedeyken de her sabah dokuzdaydı ders be çaçam
- lise okul diildi ki aysun...
çaça hanım çok özlendiniz buralarda, sizin gibiler kolay bulunmuyor buralarda...

L: how are you today? 
M: I've seen better days,,