15 Şubat 2010

Bir ses var içimde ve nedense hep doğruyu söylüyor, son zamanlarda daha çok dinliyorum onu, dinledikçe sesi daha fazla çıkıyor. Herkeste var bence. Belki de kişinin kendisi çünkü... İçten içe olaylarla ilgili hep doğruyu görüyoruz. Bazen görmezden geliyoruz, bazen de bir şeyler geçiyor önüne, görüntü flulaşıyor. Aslında hep biliyoruz. Ve içimizdeki ses de bizim kendimizle çırılçıplak, öylece yüzleşmemiz, o yüzden hep doğruyu söylüyor.
İşte ben, bu sefer, inan ki bile bile, göre göre yaptım bunu. İçimdeki sesle dışımdaki ses birdi belki de. Ama istedim sadece istedim, zannetmedim.
Ben senin "başka" olmanı istedim.
Diledim belki de tüm kalbimle.
Senden belki de senin bile görmediğin o "seni" çıkarmak istedim.
Sen değil, ben başaramadım.
Yokmuşsun çünkü, yoktan var eden Allahım dileklerimi kabul etmedi bu kez.
İnanmak bu dünyadaki hem en güzel, hem de en tehlikeli şey. Bir şeye, birine inanmakla başlıyor her şey.
Ben sana inanmıştım.
İçimde bir yer belki de herkese inat güvenmişti sana.
Kötü sözler geçmiyor içimden, ne de isyanlar, sakinim.
Sen beni tanımadın ki, neye üzüliyim?

2 yorum:

Fulya dedi ki...

hem şiirsel hem de öyle duru bir nesir yazdıkların da sen gibi... Şiir okumayı bilmeyenler akrostiş yazmaya çalışadursun sen inadına nesir inadına şair, inadına deli inadına masum bir çocuk gibi. Denizden deniz kızı bekleyenler göremezler ki su perisini...

pamuk dedi ki...

içim yaniyi...