1 Şubat 2011

konuşamıyorum...konuşamıyorum...konuşamıyorum...

Ne zamandır aklımda bunu yazmak, ya da bağırmak, çağırmak birilerine duyurmak mı demeliyim..
Aslında şimdi şikayet edeceğim şeye kendim de bir çare bulmuş değilim ama şu an sürdürülen sistem de hiç doğru değil, bunu bizzat yaşayarak tecrübe ediyorum.
Ben artık ne tam olarak İngilizce ne de tam olarak Türkçe konuşabiliyorum!
Özellikle de okulla ya da işle ilgili konuşurken.
Ne yapmak istiyorsun okulu bitirince ya da şu an hangi projelerde çalışıyorsun diye soranlara cevapları mı biri kaydedip bana dinletse kendimden utanırım. Bunu iki şekilde algılayanlar olabilir; birincisi artistlik yapmak için araya İngilizce kelimeler sıkıştırdığımı düşünüp beni ayıplayanlar, ikincisi ise bu durumu yaşamış ya da gözlemlemiş gerçekten olabileceğine kanaat getirmiş diğer grup. İlk gurubu da haksız bulmuyorum çünkü böyle konuşarak onları haklı çıkaran bir sürü insan var etrafta. Ama benim bu yaşadığım sıkıntı tamamen kendini bir dilde ifade edememe sorunu. Yıllardır her şeyin o kadar ingilizcesini öğrendik ki şimdi bir anda aklıma türkçeleri gelmiyor, dahası bazılarının gerçekten türkçesi yok, bazı şeylerin de ingilizcesi yoktur muhakak yani iki dil birbirini karşılayamıyor. Ve ben ne bülbül gibi İngilizce ne de bülbül gibi Türkçe şakıyabiliyorum. Saçmasapan, aslında kendi içinde anlamlı ama sadece İngilizce bilen birinin anlayabileceği tarzanca cümleler çıkıyor ortaya. Ve ben bu durumdan gerçekten çok rahatsızım. Belki İngilizce eğitim almamış olsaydık kendimizi yurtdışında diğer insanlara bu kadar rahat açamazdık, derdimizi anlatamazdık ki bilimde ve teknolojide birçok şey yurtdışında daha hızlı geliştiğinden onları anlamamız ve ilerlememiz için bu eğitim gerekli olabilir ama yurdumuzda da kendi insanlarımıza aynı derecede kendimizi ifade ediyor olmamız gerekmez mi?
Bu sıkıntıyı sadece benim değil, benim gibi eğitim almış birçok arkadaşımın yaşadığını biliyorum. Şimdi soruyorum nedir bunun çözümü?...

1 yorum:

Fulya dedi ki...

zuzu beni benden aldın. bu sosyal bir yaradır ve bu sosyal yaraya senin gibi okumuş insanların hele hele de bu tarz okullarda bu tarz eğitimleri alarak okumuş insanların parmak basması muhteşem. çünkü çoğu kişinin, senin de dediğin gibi, bu durumun farkında olmadığını ve hatta bu durumu artislik yapmak için kullandığını görüyoruz. oysa sadece kendilerini ve dillerini aşağılıyorlar haberleri yok.bu bence bilinçli bir dayatma. erasmuslar, hazırlık sınıfları... tamam dediğin gibi bilim dili ingilizce olabilir, ama bir zamanlar osmanlıdaki bilim dili, yazı dili, konuşma dili ayrımlarının çözümlendiğineşahit olmuş bir ırkın evladı olarak bunun da aşılacağını düşünüyorum. en basitinden bazı illerde dükkanlara yabancı isimler koymak yasak, örnğin niğde. bunu bazı iller yapabildiğine göre anayasayı bile değiştirme kudretinde olan başlarımız becerebilir sanırım. tatil mekanlarında ingilizce menüler de olmalı deniyor, olsun tamam, ama gözlemeye pancake demek canım gözlemeye haksızlık olmuyor mu? ben turist olsam gözleme yazanı daha çok merak eder ve yemek isterim. bunlar bahane biraz da. halk bilinçlenmeli, devlet devreye girmeli ve dilimiz özüne dönmeli. çözüm zor değil, bunu anlamak, anlatmak zor. yazın için çok ama çok teşekkürler. böyle bilinçli insanların yazılmış bu iki satır yazıları bile çözüme atılmış bir adımdır.