31 Ocak 2011

Eveet, çok oldu, hiç yoktum buralarda, birçok yerlerdeydim.
Yeni geldim=)
Aslında tüm bu yolculuklarım süresince çok şey takıldı gözüme, çok söz takıldı dilime ama yazamadım vakit olmadı, not da alamadım çünkü defterlerim yanımda yoktu=(
Hatta bittiler, evet benim defterlerim bitti! En kısa zamanda tedarik edeceğimdir.
Neyse bu ayrıntılardan sonra, ben bazen bazı şeyleri yazmazsam birilerine haksızlık etmiş olacağımı düşünüyorum. Yine öyle hisler içinde anlatmaya tüm bu yolculuklara çıkmadan bir gece önce gittiğim Birsen Tezer konserinden başlayacağım.
Çok geç keşfettim sanırım ben bu kadını ama tanıdığımdan beri kulağımdan düşüremiyorum. Yaklaşık 2 hafta önce konseri vardı Alt'ta. Ayrıca Alt ne güzel mekanmış=) Mekana girmemizle şu sözleri duymamız da "Seni sevdiğimdendir gelirim ben bu yere"...
Öyle güzeldi ki hiç bitmesin istedim, herkese tavsiye ederim.
Sonra yine uzun otobüs yolculukları güller şehri, gidemediğim göremediğim hasretim nazlı Ankara ve birkaç yer daha..
Hepsini uzun uzun yazacaktım, ama geçti, belki geldikçe yine yazarım..
Ama işte yine aynı en sevdiklerimin en uzakta oluşu.

13 Ocak 2011

şimdi ben nerdeyim biliyor musun?
Sınanıyorum.
Bu akşam dönerken eve
elimde poşetlerim
oturdum yine bir apartmanın ön duvarına,
karşımda boğaz içi köprü
nasıl yakınsın şimdi bana
ama ben nasıl bu kadar uzak düştüm sana
bir seçim yapmam gerekti
kendimce seçtim yine birini
doğrusu yanlışı yok bu işlerin
geç oldu ama net oldu
öğrendim.
herkesin yerine geçtim ya şu hayat döngüsünde
hala da değişiyor roller
şimdi sana şöyle söyliyim
kapat gözlerini
hayal et
mevsimlerden ilkbahar
yerlerden İstanbul
üzüldüğün
canını sıkan
kaybolduğun
yüreğine oturmuş
her şey ama her şey yok olmuş
sen ve istediklerin
bu sefer doğru yerde
doğru zamanda
ilk kez karşılaşmışsınız
belki de bir kez daha demeliyim
hani bazen gökyüzüne bakarsın bir martı uçar
kalbini sıyırıp gitti sanırsın
öyle
.

9 Ocak 2011

çok sevdiğim bir şarkının canlı kaydını dinlerken-izlerken kendimi ordaymış gibi hissedişim
bir konserin ilk şarkısının başlayışında tam içimden göğsümden yükselen o şey
tiyatroda ışıkların kapanıp sonra sadece sahnenin aydınlandığı ilk andaki heyecanım
içime umut serpen ya da beni çok etkileyen satırlar okuduğumdaki inancım tutunuşum yazı yazma isteğim
şarkı söylerkenki o içimde kıpırdanan o zıpır o neşeli o hüzünlü o güzel huzur
hayatım hep sizin gibi
hayatım hep sizin kadar
işte geçmeyin!

of çok istedim ya..

Cahildim dünyanın rengine kandım.



8 Ocak 2011

Ben istedim ki güzel sarı yeşil bahçelerde oynayalım ömrümüz boyunca,
bunları ben yaşamıyım,
bunları ben kimseye yaşatmıyım,
gel sen bunları yapma,
ben söylemek zorunda kalmıyım.

3 Ocak 2011

1 Ocak

Bu 1 Ocak ne bahtsız gündür!
Neredeyse hepimiz 31 Aralık'a 1 hafta öncesinden hazırlanırız, hediyeler alırız, bulunduğumuz yerleri süsleriz, kimimiz nereye gideceğini planlar, kimimiz de eve yiyecek stoklarız, sanki her zamankinden fazla ve çeşitli yemek şartmış gibi o gece ve haksız da çıkartmayız bu durumu midemizde bir damla su girecek kadar bile yer kalmayıncaya yemeğe devam ederiz. Herkes kendi şartlarınca eğlenmeye çalışır o gece, yatabildiği kadar geç yatar, kimimiz hiç yatmaz, sabahı eder. Az çok hepimiz hatırlarız geçmiş yılların 31 Aralık'larını, ama gelin görün ki yılın en hızlı ve de en şuursuz geçen günü 1 Ocak'tır yani yılın ilk günü..
O gün kesin çok uyuruz, kalkınca da yorgun oluruz zaten, bir kendini salmışlık içinde bütün gün oradan oraya savruluruz. Bir bakmışsınız akşam olmuş, kısacası 1 Ocak öylesine geçmiş ve de bitmiştir.
Hani biz halk olarak hep ezilmişin, mağdurun yanındayızdır ya saçma da olsa, benim de bugün 1 Ocak'ı koruyasım ve de anasım geldi!
Kadehimi umursanmayan 1 Ocakların şerefine kaldırıyorum=)